Ürünlerimiz

Ürün Kategori:Sporcu Destek Ürünleri

Ürün Adı:123123

Klostrofobisi Olanlara Kolay MR Güncel olayların içinde sizlere bir son dakika haberimiz var şimdi de. Tıp biliminde bir görüntüleme şekli olan MR, diğer bir adıyla Manyetik Rezonans, bu tarz kapalı cihazlarında klostrofobi yaşayan kişiler için, hemen her gün gelişen teknoloji sayesinde yepyeni çözümler sunulabiliyor. Türk Manyetik Rezonans Derneği, kısa adıyla TMRD Başkanı Prof. Dr. Muhteşem Ağıldere, Anadolu Ajansı gazetecilerine bir açıklamada bulundu. Yaptığı açıklamada ise tıp biliminde görüntüleme yapabilmek için neredeyse 35 senedir kullanılmakta olan bir yöntem olan MR, yani manyetik rezonans sayesinde pek çok hastalığa teşhis koyabildiklerini ve tedavinin adım adım planının yapılabildiğini ifade ederek, manyetik rezonansın günümüze dek gösterilmiş herhangi bir yan etkisi olmadığını bildirdi. Manyetik rezonansın en önemli özelliği radyasyon kullanmamak diyen ve bunun altını çizen Prof. Dr. Muhteşem Ağıldere, radyasyonun kullanıldığı tetkiklerin ise röntgen, anjiyografi ve BT şeklinde kısaltılan bilgisayarlı tomografi olduğunu bildirdi. Muhteşem Ağıldere, ''Bazen kişilerin manyetik rezonans hususunda radyasyona mağruz kalacağına ilişkin endişeleri oluyor. Kişilerin endişe duymasına kesinlikle gerek yoktur. MR'da kesinlikle radyasyon kullanılamaz'' şeklinde olayı açıklığa kavuşturdu. Yok Yere MR Çekilmemeli Ülkemizde dünyadaki gelişmiş ülkelere oranla MR diye kısalttığımız manyetik rezonans cihazı sayısının gelişmiş ülkeler ile benzer durumda olduğunu ifade eden Prof. Dr. Muhteşem Ağıldere, bu cihazların yaş ortalamalarının da düşünüldüğü gibi çok yüksek olmadığını, bu durumun ülkemizin teknolojik anlamda hiç de kötü bir yere sahip olmadığını gösterdiğini belirtti. Ancak MR tetkik sayılarının pek çok gelişmiş ülkeye göre daha fazla olduğuna dikkati çeken profesör ayrıca şunları söyledi: ''Ülkemizde pek çok hasta MR çekilmeden iyi olduğuna, MR'a ihtiyaç olmadığına ikna edilemiyor. Hastanın içi ne yazık ki rahat etmiyor. Bu nedenle ihtiyaç dışı MR sayısı artıyor. Elbette ki bu durumun hem olumlu hem de olumsuz yönleri var. Hastaların daha iyi ve nitelikli tedavi planlaması yapılabilmesi açısından ve MR cihazlarını ne yazık ki direk bizler üretemediğimiz için yüksek teknoloji ürünü olan bu cihazları kullanırken temel tıbbi yöntemler ihmal edilmemeli. Ayrıca fiziksel muayene işlemlerinin ve muayene sürelerinin mutlaka en iyi şekline dönüştürülmesi gerekmektedir. Bu hem doktorların işini kolaylaştıracak hem de gereksiz tetkikleri azaltacaktır. Tabi ki unutmamak gerekir ki bu yüksek teknoloji ürünlerine hastaların kolay ulaşabiliyor olması durumu hastalıkların teşhisininin doğruluk payını arttırmakta ve tedavi sürecine katkıda bulunmaktadır. Saydığımız bu iki zıt görüşün orta yolu bulunduğu zaman çözüme daha kolay ulaşabileceğiz. Bu konularda daha iyiye gitmek için çabalanması, eğitim konusunun üzerinde daha çok durulması, tetkikin gerekli olup olmadığı konusunda, uygun olan tetkik ve tedavi konularında hemfikir olunmasına yardımcı olacak ve çözüm kendiliğinden ayağımıza gelecektir.''